Summary
This article defines organizational learning, summarizes differences
from individual learning and affecting factors of organizational
learning. After discussing knowledge management tools of
organizations related with learning, evaluates learning performances
of NGO's in United Nations.
Kurumsal Öğrenme Nedir?
Kurumu
tanımlayarak başlayalım. "Kurum", "organizasyon"
veya "örgüt" demekle ticari kuruluşları kastederek
başlayacağız. Daha sonra sivil toplum kuruluşlarını (STK) da
ele alacağımız bir bölüm olacak. Kamu kuruluşları başka bir
yazının konusu olabilir.
Kurumlar
faaliyetlerini sürdürürken çevre koşulları nedeniyle
zorluklarla karşılaşırlar. Bu zorluklar karşısında yönetim
kademesini oluşturan, kurumu temsil eden bireyler bir anlayış
geliştirip kurumun yapısını değiştiriyorlarsa bu kurumsal
öğrenme olarak tanımlanır. Anlayış geliştirmeyi bilgi
düzeyindeki değişim olarak düşünebiliriz.
Yapısal
değişimler, çevresel koşulların oluştuğu dönemde
gözlenemeyebilir. Daha sonraki dönemlerde yer alan yapısal
dönüşümlerin hangi çevresel koşullar sonucunda oluştuğunu
belirleyebilmek zor olabilir. Bu nedenle konu hakkında kafa
yoranlar, genellikle iki etmenin herhangi bir kombinasyonunun
varlığını, hatta birinin varlığını kurumsal öğrenme olarak
görmek için yeterli sayarlar (1).
Neyin
kurumsal öğrenme olduğu konusunda görüş ayrılıkları olsa da,
araştırmacıların üzerinde anlaştıkları nokta, kurumsal
öğrenme becerisinin, kurumların uzun dönem var olma ve büyüme
konusunda en önemli performans kriteri olduğudur.
Öğrenme
kavramı içinde kurumların yanlış bildikleri yönetim
politikalarını "unutma"larını ve "yeniden
öğrenmelerini birlikte gözden geçireceğiz. Bireysel öğrenme
gibi kurumsal öğrenmede de bu kavramlara "learn",
"unlearn" ve "relearn" deniyor.
Bu
yöntemleri uygulayabilen kuruluşlara "öğrenen kurumlar"
deniyor. Öğrenen kurumlar, çevrelerini yorumlayarak bir anlayış
geliştirebiliyorlar ve en elverişli stratejiyi oluşturabiliyorlar.
Wallace tarafından ifade edildiği gibi "Stratejik yönetim, en
çok öğrenen kurumlarda işe yarar." (2)
Kurumsal Öğrenmenin Bireysel Öğrenmeden Farkları Nelerdir?
Kurumsal
öğrenme bireyler üzerinden yürütülse de ikisi arasında bir
ayırım yapmak gereklidir. Kurumsal öğrenme, kurumdaki her bireyin
öğrenmesinin toplamı gibi düşünülmemelidir. Kurumlar,
öğrendikleriyle yalnızca mensuplarını değil, geçmiş ve
gelecekteki kuralları ve politikaları aracılığıyla zaman içinde
başka bireyleri de etkilerler. Kurumların ortaklıkları, bilişsel
sistemleri ve bellekleri mensupları tarafından oluşturulmakla
birlikte bireyler gelir, geçer, liderlikler değişir, fakat
kurumların bellekleri zaman içinde belirgin davranış kalıpları,
zihin haritaları, standartları ve değerleri muhafaza eder.
Bireysel
öğrenme konusunda Alvin Toffler tarafından ifade edilen özdeyiş
yaygın kabul görmüştür. "21. yüzyılın cahilleri, okuma
ve yazmayı bilmeyenler değil, öğrenme, yanlışları unutma ve
yeniden öğrenmeyi beceremeyenlerdir." (3)
Bireysel
öğrenme kuramı tekrarlı konuşmalar ve motor becerileri
geliştirme üzerine kuruludur ve eğitimciler tarafından incelenir.
Kurumsal öğrenme ise tekil ve tekrarlı olmayan karakteristiğe
sahiptir ve işletme yönetimi uzmanları tarafından incelenir.
Aradaki
ilişki Peter M. Senge tarafından çok iyi ifade edilmiştir.
"Bireysel öğrenme, kurumsal öğrenmeyi güvence altına
almaz, ama onsuz da kurumsal öğrenme olmaz." (4)
Kurumsal Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler
Kurum
kültürü, strateji, kurumsal yapı ve çevresel etmenler kurumsal
öğrenme olasılığını artıran faktörler arasında sayılabilir.
Kurum
kültürü, paylaşılan inançlar, ideolojiler ve kurum
politikalarını etkileyen davranış kalıplarıdır. Bu davranış
kalıpları kısa dönemli politikaları etkilediği gibi uzun
dönemli değişimin yönünü de belirler.
kurumun
stratejik duruşu öğrenme kapasitesini belirler. Strateji,
hedefleri, amaçları ve bunlara ulaşmak için gerekli aksiyonları
belirler. Yani strateji alınacak kararlara bir çerçeve oluşturarak
öğrenmeyi etkiler.
Kurum
yapısı öğrenmenin hem nedeni, hem de sonucu olabilecek şekilde
düşünülmelidir. Merkezi organizasyon, geçmiş davranış
kalıplarını tekrarlamayı özendirir ve öğrenme dolayısıyla
politika değişiklikleri konusunda direnç oluşturur. Merkezi
olmayan organizasyon yapısı inanç ve davranış değişikliğinin
yerleşmesine olanak sağlar. Kurumsal öğrenme sonucunda
organizasyon yapısı öğrenmeyi daha da destekleyici olması için
merkezi olmayacak şekilde yeniden yapılandırılabilir.
Kurumsal
öğrenme hem istikrar hem de değişikliğe açık olmayı
gerektirir. İç veya dış çevreleri çok karmaşık ve değişken
olan kurumları yönetmek zorlaşır. Aşırı yüklenme denen bu
durum dolayısıyla çevre algısı doğru oluşmaz ve öğrenme
gerçekleşmez (5). Dinamizmin hiç olmadığı tam istikrar
durumunda, davranış kalıplarının çevre koşulları tarafından
yadsınmadığı ortamlarda değişim için bir motivasyon oluşması
da çok zordur. Öğrenme ve değişimin gerçekleşmesi için bir
miktar gerginlik gereklidir. Geçmiş başarıların sürmeyebileceği
endişesi değişimin ve kurumsal öğrenmenin tetikleyici ögesidir.
Kurumsal Bilgi Yönetimi
İnsanlar
tarih boyunca bilginin elde edilmesi, saklanması, iletilmesi ve
tekrar tekrar kullanılabilmesi için çalışmalar yapmışlardır.
Bu çalışmalar "Bilgi Yönetimi" başlığı altında
incelenir. Konuyu daha önceki bir yazımda (6) ele aldığım için
burada yalnızca kurumsal öğrenme ile ilgili noktalara
değineceğim.
Kurumlar
tarihsel deneyimlerini, geçmişte öğrendiklerini, davranışlarını
yönlendiren rutin süreçleri içine kodlarlar, kurum dokusu içine
yerleştirirler. Kurumlar açısından bilginin "kapalı"
(örtük, İngilizce karşılığı tacit) ve "açık"
(İngilizce karşılığı explicit) biçimlerini ayırmak
gereklidir. Kapalı bilgi insan zihninde yer alan bilgidir.
Başlangıçta tüm bilgiler kapalıdır denir. Bunların kurumlar
tarafından kullanılabilmesi için uzun ve emek-yoğun bir dizi
süreç sonunda açık duruma getirilmeleri gereklidir. Açık
bilgiler sözcükler, cümleler, dokümanlar, yapılandırılmış
veriler gibi açık formlardan oluşur. Bireylerin zihinlerindeki
kapalı bilgiler kurumların kullanabileceği bilgiler değildir.
Buna "Kurum, ne bildiğini bilmez." denir. Zamanla bazı
bilgiler uzun süren iyileştirme faaliyetleri ve kurulumları
aracılığıyla iş süreçlerinin, iş ilişkilerinin içine
gömülür (7).
Kurumsal
bilgi yönetim sistemleri öğrenilmiş dersler veri tabanları, veri
ambarları ve dizinlerden oluşurlar. Açık bilgi durumuna
getirilmiş çeşitli düzeylerdeki bu bilgiler, bilişim
ortamlarında yer alırlar. Kurumsal paydaşların ve alan
uzmanlarının kullanımına açık tutulurlar.
Bilgi
düzeylerini "ne" bilgisi, "nasıl" bilgisi ve
"neden" bilgisi gibi isimlerle düzeylere ayırmak ta
mümkündür.
Hangi
durumda ne tür bir davranış sergileneceğini gösteren bilgi
düzeyi "ne" bilgisidir. Farklı gereksinimlerde farklı
ürünleri sunmak üzere eğitilmiş bir satış elemanının bilgisi
"ne" bilgisine örnek oluşturur. Gereksinim ve çözüm
arasında doğrusal bir ilişkinin olmadığı, "ne"
bilgisinin yeterli olmadığı durumlarda bir sonraki düzey olan
"nasıl" bilgi düzeyi gerekli olur. Örneğin tıbbi bir
tanı için test sonuçlarını sıradan bir insanın görmesi
yeterli değildir. Profesyonel bir eğitim almış, kuramları bilen
bir uzman hekim gereklidir. En yüksek düzey olan bilgi düzeyine
"nasıl" bilgisi denir. Bu düzeye erişebilmek için
bireyin önce sayılan niteliklerin yanı sıra alan uzmanlığında
uzun bir deneyimi olması da gereklidir.
Sivil Toplum Kuruluşlarında Kurumsal Öğrenme
Kurumsal
öğrenmeyi uzun vadede rekabetçi kalmak ve var olma mücadelesini
sürdürebilme olarak tanımladığımıza göre kurumların yaşı
ve büyüme özellikleri, öğrenen bir kurum olup olmadıklarını
gösterir diyebiliriz. Benim okuduğum makalelerdeki kuramcıların
bu konuda pek olumlu bir tablo çizmediklerini söyleyebilirim. Yani
kurumsal öğrenmeyi gözlemlemek çok yaygın bir oluşum değil.
Peki
STK'ların durumu nasıl acaba diye düşündüm ve bu konuda da bir
inceleme yaptım. Okuduğum bir makalede Birleşmiş Milletler yardım
kuruluşlarının performanslarının çok düşük olduğu, tel tel
döküldükleri, veri toplamak ve değerlendirmek için herhangi bir
sistemlerinin olmadığı, her seferinde baştan başladıkları,
aynı hataları tekrarladıkları, her proje sonunda sonu gelmeyen
değerlendirmeler yaptıkları ve sonuçların çöpe gittiğini ve
gerekçelerini yazmışlar (8):
Bir
kere STK'larda öğrenmemenin bir yaptırımı yok. Ticari
kuruluşlarda karlılık gibi bir temel çizgi var. Sonra Birleşmiş
Milletler yardım kuruluşları gibi STK'lar riskli ortamlarda,
farklı bir çerçevede çalışıyorlar. Ticari kuruluşların
pazarları böyle yerler değil. STK'lar politik ekonomi denen, mal
ve hizmet üretimi ve ticareti değil farklı işler yapıyorlar ve
rolleri de farklı.
Ayrıca
sağlıklı enformasyon yönetimi oluşturamadıkları için, önceki
performansları karşılaştırabilecek bir başlangıç yok,
belirgin hedefler tanımlanamıyor, aşağıdan yukarıya etkin bir
raporlama oluşturulamıyor.
Bu
konuda çok detaylı sonuçlar yayınlamışlar. Ben problemlerden
çok başarılara odaklanıyorlarmış ve alıştırmalar ile
egzersizleri öğrenmek için bir fırsat olarak değil, prosedürel
bir zorunluluk olarak görüyorlarmış deyip bitireyim.
Sonuç

Kurumsal
öğrenmenin stratejik yönetimin önemli bir ögesi olduğunu,
kuruluşun uzun dönemde varlığını sürdürmesi için çok önemli
olduğunu, bu konuda bir çok akademisyenin görüş birliği içinde
olduğunu belirtmiştim. Üzerinde anlaşamadıkları nokta hangi
yapısal değişiklik "öğrenme", hangi yapısal
değişiklik "uyum". Ölçüm burada araştırmacılar
arasında bir anlayış farkı doğuruyor. Kurumsal öğrenme bir
rota tutturup bir doğrultuda ilerlemekse, uyum daha çok dalgalar
tarafından sürüklenen bir nesne gibi nitelendirilebilir.
Yönetim
yapısının kurumsal öğrenme için hem neden hem sonuç
olabileceğini belirtmiştim. Son vermeden önce biraz açayım.
Yukarıdan aşağı yönetim, hiyerarşik yönetim kurumsal
öğrenmeye engel olabilir. Farklı ekipler arasındaki işbirliğini
kısıtlayabilir. Kurumsal politikalar öğrenmeyi değil, yönetici
bireylerin, dolayısıyla ekiplerin konumlarını güçlendirmeye
öncelik verebilir. Bu farklı ekipler arasındaki işbirliğini
kısıtlayabilir. Gerçeğe en yakın olan saha elemanları
hiyerarşinin altında yer aldıkları için görüşlerine itibar
edilmeyebilir.
Peki
yenilikçi ve özerk ögeler taşıyan daha az hiyerarşik
nitelikleri olan yönetim modelleri için her zaman kurumsal
öğrenmeyi destekler diyebilir miyiz? Bu konuda da soru işaretleri
olabilir. İş bölümü daha zor gerçekleştirilebilir.
Önümüzdeki
dönemde bu çelişkili görünen değerlendirmeler sürecek gibi
görünüyor.
Referanslar
(1) Organizational Learning Fiol, Lyles, 1985
(2) Wallace, T. 1995 : Strategic Planning in Conflict Emergency Work. Does it have anything to offer? University of Birmingham, Development Administration Group
(3) Alvin Toffler, Powershift: Knowledge, Wealth, and Power at the Edge of the 21st Century "The illiterate of the 21st Century are not those who cannot read and write but those who cannot learn, unlearn and relearn."
(4) Beşinci Disiplin (Öğrenen Organizasyon Sanatı ve Uygulaması) Peter M. Senge
(5) Hedberg, B. (1981) How organizations learn and unlearn? Handbook of organizational design, Oxford University Press, 1981
(7) Knowledge Management and Organizational Learning, William R. King
(8) Organisational and Institutional Learning in the Humanitarian Sector, Opening the Dialog, Brabant, 1997
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.